Bugun...


Merve Küçük

facebook-paylas
DERDİMİZ İÇ SAVAŞIMIZ
Tarih: 08-11-2020 11:00:00 Güncelleme: 08-11-2020 11:00:00


DERDİMİZ İÇ SAVAŞIMIZ

 

Umutların kadar varsın yarınlarda.

 

 Kendinden kaçtığında aslında geçmiş ve gelecekten de kaçıyorsun ve o tren bir kere kaçtığında bir daha vagonuna binemiyorsun, koşsan da yetişemiyorsun sadece arkasından bakıyorsun. Yaşadığımız çağın durumlarına bakacak olursak herkesin kendi iç dünyasıyla kavgası var. Bu sorunları da tek başına aşamıyor insanoğlu.  Aşamadıkları için öfkelerine hakim olamıyorlar, toplum olarak birbirimize eziyet ediyoruz. Kendi savaşımızın sorumlusunu hep başka kalplerden çıkartmaya çalışıyoruz. Günümüzün en büyük problemleri arasında ‘kendi iç savaşım bitmiyor’ var.

Kafamın içi doluyken bir yazıya denk gelmiştim. Sonra gülümseyerek yoluma devam ettim.

Adamın birisi Hz. Ali'ye gelerek dedi ki:
“O kadar dertliyim ki, çok sıkıntım var…”

 

Hz. Ali:
“İki soru soracağım, cevabını verip dermanını bulacaksın.”

 

Adam: “Sor ya Ali”
 

Hz. Ali:
“Dünyaya geldiğin zaman bu dert seninle birlikte mi dünyaya geldi?”

 

Adam: “Hayır.”
 

Hz. Ali: “Dünyadan giderken bu dert seninle birlikte olacak mı?”
 

Adam: “Hayır.” dedi.
 

Hz. Ali sözünü şöyle tamamladı: “Seninle birlikte gelmeyen ve giderken de seninle birlikte olmayacak olan bir dert, senin bu kadar zamanını almamalı. Sabırlı ol. Yeryüzündekilere çok ümit bağlamaktansa, yüzünü âlemlerin Rabbine çevir.”

 

Dünyadan dertlerle gitmeyeceğiz, dertleri sırtımızda yük olarak neden taşıyalım o halde. Her şey gelip geçiyor hayat bitiyor ve biz aşamadığımız sorunlar yüzünden anı yaşamıyoruz. Mutlu olamamaktan şikayet edenlerin çoğu anın fotoğrafını görmüyor. Bumerang gibi hayatlar yaşıyoruz. Bir ileri bir geri. Ne bir adım atmaya mecalim var ne de geri gitmeye dediğimiz zamanlar çok oluyor. Hayata tutunmak için kendimizce sebeplerimiz var aslında yoksa bugün hepimiz yok olmuştuk tek tek. İnsanı en çok yaralayan içindeki savaşa yenik düşmesi. İnsanoğlu bu sorunları aştığında aslında hayatın cilveli yanını da görecek. Sorunlara bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Dertler kambur oluşturuyorsa eğer orada ufak bir detay vardır. Gör beni, duy beni diyen içimizdeki çocuk. Eğer ona tutunursak, elini bırakmazsak doğru yolu gösterecektir. Sevginin ne olduğunu yeniden öğrenmemiz gerekiyor belki de…

 

İnsan ilişkilerinde en büyük problemlerdir egosal tatminler. Değer verdim ama değer göremedim. Sevdim ama sevilmedim. Beklenti üzerine kurulmuş her ilişki günün sonunda ‘acabalara’ dönüşür bir dert daha yüklersin kamburlaşmış sırtına. Çocukların sevgisi koşulsuz olur, hayvanların sevgisi koşulsuz olur. Ama büyüdükçe koşullu seviyoruz dünyayı. Ben yaptım o da yapsın, ben verdim o da versin. Sevmek böyle bir şey olamaz. Bunun adı sevgi de olamaz. Koşullanmış her sevgi saygısızlaştırır insanı. Bizler çoğu şeyleri yanlış anlıyoruz. Bazen sevmeyi bile…

Dertlerimizi ve kendi savaşımızı bir kenara bıraktığımız zaman aslında iyileşecek dünya. Umarım günün birinde iyileştirebiliriz herkesi. Dertlerinle gelmedim dünya dertlerinle ölmeyeceğim. Hayat felsefesi olması gerekir. Bazen bir cümle tüm sorunları aşar sen yeter ki iste…

 

‘Gökyüzü mavilikler getirir ama şikayetçi insan hava  bulutlu der.’



Bu yazı 2078 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YAZARLAR
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
YUKARI